2008’de Sabah-Atv’ye ortak
oldular. Hemen ardından Denizbank’ı satın almak için teklif verdiler. Şimdi ise
Türk Telekom’un peşindeler. Medya, bankacılık ve telekom sektörüne milyarlarca
dolar yatıran Katarlılar’ın bu yatırımlarının perde arkasını Vatan yazarı Ufuk
Şanlı inceledi…
Katar’ın yüzölçümü 11 bin 400 km yani Ağrı ilimiz
kadar. Nüfusu G.Antep kadar yani toplam 1 milyon 700 bin kişi yaşıyor. Sahip
olduğu güçlü petrol ve doğalgaz kaynaklarıyla dünyanın en müreffeh ülkelerinden
birisi olan Katarlılar son beş yılda inanılmaz bir ekonomik kalkınmaya imza
attı. 2006–2011 arasında yüzde 19 gibi inanılmaz bir büyüme hızı yakalayan
Katarlılar, elde ettikleri petro-dolarları değerlendirmek için 2005 yılında Katar
Yatırım Otoritesini (QIA) kurdu.
Halen 85 milyar dolarlık
aktif büyüklüğü ile dünyanın önde gelen fonlarından birisi olan QIA kriz
döneminde Avrupa ülkelerine -özellikle de İngiltere’ye- yaptığı yatırımlarla
dikkat çekti. Dev yatırım bankaları Merrill
Lynch ve Credit Suisse’dan
önemli oranda hisse satın alan Arap yatırımcılar Alman otomotiv devi Volkswagen, İngiliz marketler zinciri Sainsbury's in de ana ortağı konumunda.
Londra Borsası’nın da yüzde 15’ini
elinde bulunduran Katarlılar son üç yıldır Türkiye’yi de yakından izliyor.
Şu günlerde yeniden satışa
konulan Sabah-Atv’ye 2008’de Çalık Grubu ile ortak olan Katarlılar bu ilginç
yatırım için hiç de küçümsenmeyecek bir tutarı (250 milyon USD) gözden
çıkardılar. Ticari açıdan son derece anlamsız olan bu yatırımla bir anlamda Ak
Parti hükümetine ‘dostluk eli’ uzatan Araplar, bu yıl ise oldukça büyük
montanlı alımlar için Türkiye’deler.
Katar’ın en önemli bankası
Katar Milli Bankası (NBQ) Denizbank için nihai aşamaya geçti.
Satın alma işleminin 4 ila 6 milyar dolar arasında olması bekleniyor. QIA’nın
ise Türk Telekom’un da sahibi olan
Oger Telekom’un çoğunluk hisselerini satın almak için teklif vermeye
hazırlandığı konuşuluyor.
Uluslararası ilişkilerde devleşiyor!
Katar Emiri El Tani’nin ülkesi son beş yılda uluslararası ilişkilerde
giderek öne çıkmaya başladı. Özellikle geçen yıl patlak veren ve tüm Ortadoğu
coğrafyasını yeniden şekillendiren ‘Arap Baharı’nın motor gücü konumunda Katar.
Mısır ve Tunus’ta rejimi
değiştiren olayları tetikleyen El Cezire Televizyonu’nun başkent Doha’dan yayın
yaptığını aklınızın bir köşesine not edin lütfen. Bölgedeki diktatörlerden
bazılarının - Örneğin Muammer Kaddafi bunlardan birisiydi- devrilmesinde
psikolojik harekât yetersiz kalınca askeri güç kullanmaktan çekinmedi Emir El
Tani. Katar ordusuna bağlı özel kuvvetler Kaddafi yönetimine karşı Libya
muhalefetine askeri ve lojistik sağlayarak rejimin devrilmesinde aktif rol
oynadı.
Katarlıların bölgede gözüne
kestirdiği son ülke Suriye. Beşşar Esad rejiminin kadın, çocuk ayırt etmeden 6
binin üzerinde insanı öldürmesi üzerine Suriye’ye sert tepki göstererek bu
ülkeye askeri müdahale yapılması çağrısında bulunan ilk kişi yine Katar Emiri
idi..Bölgeye Arap Birliği gözlemcilerinin davet edilmesinden de Emir’in
yadsınamayacak kadar büyük bir payı var.
Katar ,şimdiler de Hamas
yönetimine karargah vermeye ve ABD ile Taliban arasındaki barış görüşmelerine
evsahipliği yapmaya hazırlanıyor.
Politik arenada bu kadar öne
çıkan bir ülkenin hayati önem taşıyan sektörlere (bankacılık, medya ve telekom)
yatırım yapmasını sadece ekonomik gerekçelerle izah edebilir miyiz? Sorunun
cevabını size bırakıyorum..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder