11 Ocak 2015 Pazar

Dünyanın en özgür basını Türkiye’de... (1)


10 Ocak ‘Çalışan Gazeteciler Günü’ birçok gazeteci için oldukça dramatik bir gün oldu. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) geçen yıl 559 gazetecinin işten çıkarıldığını açıkladı. 

83 gazeteci ise hükümet ve patronajdan gelen baskılar sebebiyle istifa etmek zorunda bırakıldı. Dolayısıyla 642 Türk gazeteci “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü”ne işsiz girdi.

Hala çalışan gazetecilerin halinin de pek iyi olduğu söylenemez. Her geçen gün şiddetini daha da arttıran hükümet baskısı altında varlıklarını sürdürmeye çalıştıklarını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Erdoğan’ın kendisine yönelik ‘darbe girişimi’ olarak tanımladığı 4 eski bakanın 130 milyon dolar rüşvet aldığını belgelerle ortaya koyan 17-25 Aralık Yolsuzluk Soruşturması hakkında haber yapan gazeteciler hakkında şu ana kadar 131 dava açıldı. Gazeteciler ortalama 18.5 yıl hapis cezası istemiyle yargılanıyor.

Hükümetin konuşulmasından hoşlanmadığı 30’dan fazla konu hakkında mahkemelerin yayın yasağı kararı aldığını hatırlatmamıza gerek bile yok.  Hükümet ve gizli servisin muhalif gazetecileri yasadışı yollardan izlediği ise herkesin malumu.

HABERE ERİŞİM SORUNU

Buna rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu’na göre ‘dünyanın en özgür basını Türkiye’de..’

Bugün Paris’te Türkiye adına ifade özgürlüğüne destek vermek için yürüyüş yapan Davutoğlu’na göre Türkiye’de basın o kadar özgür ki, Başbakanın canını sıkan bir soru sorsanız bile evinize güven içinde gidebiliyorsunuz...

Erdoğan’ın ‘Yeni Türkiye’sinde basın özgürlüğü o kadar ileri düzeyde ki, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Dışişleri ve Sağlık Bakanlıkları düzenledikleri basın toplantılarına muhalif gazetecileri almıyor.  Sözcü, Cumhuriyet, Taraf, Evrensel, Zaman, Bugün gazeteleri ile STV, Bugün TV, Halk Tv, Artı 1 TV ve Cihan Haber Ajansı devletin en önemli kurumlarının toplantılarını izlemeyemiyor.

Toplantıları izlemesine izin verilen basın kuruluşlarına ise soru sorma hakkı verilmiyor.  Sorulacak sorular önceden alınıyor ve uygun gazetecilere söz hakkı veriliyor. Bu gazetecilerin çok büyük bir bölümünün hükümet destekçisi olduğunu söylememize ise sanırım gerek yok!  

BİREYSEL BASKILAR ARTIYOR

Erdoğan’a yakın işadamları tarafından kontrol edilen gazete ve tv’lerde muhalif medya patronları ve gazetecilerin hedef gösterilmesi ise artık sıradan hale geldi. 

Hükümeti eleştiren medya kuruluşları ‘Darbeci’ , ‘Dış güçlerin maşası’ veya ‘hain’ olmakla suçlanıyor. Medya patronlarının ‘ihanet suçundan yargılanacağı’ ve tüm malvarlıklarına el konulacağı hükümet yanlısı gazeteciler tarafından tv ekranlarından açıkça söyleniyor.

Erkek muhalif gazeteciler sosyal medya üzerinden ölüm veya hapis ile tehdit edilirken, kadın gazeteciler ‘tecavüz’ ile korkutulmak isteniyor.

Bu da yetmiyor. Sosyal medya üzerinden yaptığınız eleştiriler yüzünden işten atılıyor, gözaltına alınabiliyorsunuz. Meslektaşımız Sedef Kabaş’ın başına gelenler bunun en açık örneği...


KÜPÜRDEN İDDİANAME DÖNEMİ

Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ve Samanyolu Grubu Genel Yayın Yönetmeni Hidayet Karaca’nın tutuklandığı 14 Aralık 2014 operasyonu ise başlı başına bir skandal. Dumanlı, Karaca ve bir grup gazeteci Genelkurmay Askeri İstihbaratı ve Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) uyarısı üzerine polis teşkilatının takibe aldığı ve daha sonra da üst düzey yöneticilerini tutukladığı ‘Tahşiyeciler Grubu’nun şikayeti üzerine bir sabah apar topar gözaltına alındı.  

Tahşiyeciler Grubu lideri Mehmet Doğan, 20 Aralık 2014’te CNNTürk’e verdiği röportajda El Kaide’nin eski lideri Usame Bin Ladin’e olan hayranlığını açıkça dile getirdi. Dolayısıyla Türkiye tarihinde ilk kez terör sempetizanlarının şikayeti üzerine gazeteci tutuklamak da bu hükümete nasip oldu!!



Yarın devam edeceğiz... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder